Omurgamızın servikal (Boyun) kısmı, yedi adet omurdan oluşur ve hareket kabiliyeti en fazla olan bölümdür. Omurların birbiri ile bağlantısını sağlayan disk ve faset eklemleri, omurların hareketlerine izin vererek boynumuzu ve sırtımızı eğmemizi ya da çevirmemizi mümkün kılarlar. Diskler, kuvvetli bir bağ dokusundan oluşmuştur ve omurlar arasında yastık ya da darbe emicisi gibi görev yaparlar.
Omurlar arasında yer alan disk yapılarının içeriğinin, omuriliğin ya da sinir köklerinin yer aldığı bölüme doğru yer değiştirmesi ile boyun fıtığı olarak adlandırılan 'Servikal disk hernisi' ortaya çıkar. Servikal disk hernisi sıklıkla boyun ağrısının eşlik ettiği, kola yayılan ağrı, kollarda uyuşma yanında duyu, motor ve refleks değişikliklerin bulunduğu ve radikülopati olarak adlandırılan tabloya neden olur. Hastaların yaklaşık dörtte birlik kısmında ise omurilikte yapısal değişikliklerin de geliştiği myelopati ortaya çıkabilir. Bu durum kol ve bacaklarda kuvvetsizlik, duyu kayıpları, yürümede güçlük gibi omurilik hasarı bulguları ile kendini gösterir.
Tanı:
Boyun fıtığının tanısı, hastanın ayrıntılı olarak muayenesi ile başlar. Manyetik rezonans görüntüleme, non invazif ve sensitif bir yöntem olarak servikal disk hernisini tanımlamak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Radikülopatili hastalarda tanıyı destelemek ve ayırıcı tanı için elektrofizyolojik incelemeler de (EMG) kullanılabilir.
Tedavi:
Servikal disk hernisi genellikle iyi seyirli bir hastalıktır. Hastalar öncelikli olarak konservatif olarak tedavi edilmelidir. Konservatif tedavi, istirahat, boyunluk, ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar yanında fizik tedavi uygulamalarını içerir. Bazı hastalarda sinir köklerinin rahatlaması amacı ile yapılan transforaminal steroid enjeksiyonu yararlı olabilir. Başlangıçta duyu ve hareket kaybı gibi şiddetli nörolojik, özellikle miyelopatik bulguları olan hastalar ile konservatif tedaviden yarar görmeyen hastalara cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahinin amacı diskin sinire basan bölümünün çıkarılmasıdır. Bası yapan diskin çıkartılması sonrasında omurların birbirine füzyonu (bağlanması) sıklıkla uygulanan bir yöntemdir. Merkezimizde uygulanan bir diğer tedavi seçeneği ise özellikle genç hastalarda hareketi korumak amacı ile tercih edilen disk protezi uygulamalarıdır.
SERVİKAL DEJENERATİF HASTALIKLARI
Servikal hareket, omurlar arasındaki disk ve eklemler ile oluşmaktadır. Servikal omurganın dejenerasyonu intervertebral diskte başlar ve bu durum diğer komşu eklemlerde ikincil değişikliklere neden olur. Omurgadaki bu süreç 'spondiloz' olarak tanımlanır. Servikal spondiloz genellikle orta ya da ileri yaştaki kişilerde ve en hareketli boyun omurları arasında (C4-5, C5-6, C6-7) görülür. Bu hastalık, ilerleyici spinal kord ve sinir kökü basısının en yaygın sebebidir. Boyun hareketlerinde kısıtlılık, ağrı veya nörolojik hasarlar (radikülopati veya miyelopati) oluşur.
Spondilozda spinal kanal ve sinir kökü kanalı çevresinde, osteofit adı verilen küçük kemik çıkıntılar meydana gelir. Osteofitik uzantılar tek başlarına semptomatik olabilecekleri gibi, spinal kanalın daralmasına da neden olabilirler. Orta hatta yer alarak spinal kanal çapında daralmaya veya sinir köklerinin çıktığı yuvalara uzanarak kök basısına neden olabilirler. İlerleyen aşamalarda ilgili omurlar arasında hareket kaybı oluşur ve bu durum komşu spinal segmentler üzerine anormal güç ve stres binmesine yol açar. Bu etkileşim sonucunda da spondiloz veya darlık gibi birden çok seviyeyi tutan dejeneratif değişiklikler ortaya çıkar. Spondiloz oluşmuş bir servikal omurga travma etkilerine daha açıktır ve ufak travmalarda bile major yaralanmalar meydana gelebilir.
Servikal disk hastalıklarının oluşmasında; yaşlanma, aşırı yüklenme ve travma, uzun süreli anormal postürde çalışma, genetik nedenler, sigara içiciliği, damar hastalıkları ve şeker hastalığı ya da kronik romatizmal hastalıklar etken olabilir. Servikal spondiloz; sinir köklerine bası yaparak boyunda, omuzlarda ve kollarda ağrıya sebep olur. Ağrı bası altındaki sinir kökünün özel dağılımıyla koldan elin içine yayılabilir. Eğer boyun fıtığı omuriliğe bası yaparsa yürüme problemleri, spastisite (kas tonüs artışı), idrar kaçırma şikayetleri ortaya çıkabilir.
Tanı:
Servikal spondiloz hastalarının tanısı nörolojik muayeneyi de içeren detaylı bir fizik muayene ile başlar. Omurgadaki kemiksel değişiklikler radyografi ve bilgisayarlı tomografi ile gösterilebilir. Manyetik rezonans (MRI) görüntülemesi özellikle sinirlere olan basıların ortaya konulmasında çok faydalıdır. EMG incelemesi ile de özellikle ameliyat öncesi planlamada şikayetleri oluşturan seviyelerin belirlenmesi sağlanır.
Tedavi:
Başlangıç tedavisi genellikle konservatiftir; hasta eğitimi, servikal boyunluk, fizik tedavi uygulamaları ve nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar en yaygın uygulanan tedavi yöntemleridir. Boyunluk kullanılması, boyun hareketlerini azaltarak basıyı rahatlatabilir. Fizik tedavi uygulamaları ile kasları güçlendirmek ve hareket açıklığını arttırmak mümkündür. Bir diğer tedavi seçeneği olan enjeksiyon uygulamaları ile de belli bir süre şikayetlerin geçmesi sağlanabilir.
Konservatif tedavilere rağmen hastanın şikayetleri geçmez veya nörolojik bulguları oluşur veya kötüleşirse cerrahi girişim yapılması düşünülür. Uygulanacak cerrahi girişim hastanın mevcut durumuna neden olan patolojiye göre değişir. En çok kullanılan cerrahi yaklaşımlar anterior (önden) ve posterior (arkadan) yaklaşımlardır.
Anterior yaklaşım: Boyunun ön kısmından girilerek boyun omurlarına ulaşılır ve omuriliğe bası yapan omurlar arasındaki fıtıklaşmış disk ile birlikte arada kalan omur ve kemik çıkıntıları temizlenir. Bu işleme korpektomi adı verilir. Geride kalan boşluğun bir implant veya hastanın kendisinden alınan kemikler ya da yapay kemik greftleri ile desteklenmesi mümkündür.
Posterior yaklaşım: Bu yaklaşım, omurga kanalının bir veya birkaç mesafe süren darlıkları için omur kemiklerinin arka elemanlarının alınması (Laminektomi) ile omurilik kanalının rahatlatılması esasına dayanır. Gerekli görülür ise arka elemanların alınması sonrası omurganın stabilitesinin bozulmaması amacıyla titanyum vidalar ile posterior tespit yapılır.