Toplam (0 ) ürün. Görüntülenen ( 0 ) ürün
Sjögren Sendromu
SJÖGREN SENDROMU NEDİR? BELİRTİLERİ ve NEDENLERİ?
Ekzokrin (dış) bezlerin (gözyaşı, tükrük, vajinal salgılar, alt ve üst solunum yolu salgı bezleri gibi) öncelikle tutulduğu, sistemik otoimmün bir hastalıktır. En önemli işareti gözyaşı ve tükrük bezlerindeki fonksiyonel ve yapısal bozulmaya bağlı kalıcı ağız ve göz kuruluğudur. Ayrıca hastalık, başta kas-iskelet sistemi olmak üzere, damar, akciğer, karaciğer, böbrekler, mesane, pankreas, lenf nodu, gastrointestinal ve sinir sistemi, gibi birçok organ ve sistemi tutulabilir.
Sjögren Sendromu Türleri:
Birincil Sjögren Sendromu (Primer Sjögren sendromu): Hastalık tek başına bulunduğunda, yani başka bir rahatsızlığın sonucu değildir.
İkincil Sjögren Sendromu (Sekonder Sjögren Sendromu): Romatoid artrit, lupus gibi diğer otoimmün romatizmal hastalıklarda birlikte olduğunda ortaya çıkar.
Sjögren Sendromu Kimlerde Olur?
- Erkeklere göre kadınlarda 9-10 kat daha fazla görülür.
- Her yaşta görülebilsede genellikle 40 yaşından büyüklerde daha sıktır. Yaşlandıkça görülme sıklığı artar.
- Haşimoto tiroiditi, romatoid artrit, lupus, primer biliyer siroz, lupus gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikteliği fazladır.
Sjögren Sendromunun Nedenleri :
* Araştırmalar virüslerin yol açtığı (viral) ya da bakteriyel enfeksiyonların hastalığı tetiklediğini göstermiştir.
* Hastanın bağışıklık sisteminin sağlıklı doku ve hücreleri bulaşıcı virüs ve bakteriler gibi tehlikeli patojenlerle karıştırarak, bunlara saldırmasına neden olan otoimmün bir hastalıktır.
* İlk olarak, tükürük ve gözyaşı bezleri bağışıklık sistemi tarafından saldırıya maruz kalır ve zarar görür. Sonucunda ağızda tükürük ve gözde gözyaşının daha az üretilmesine sebep olur.
* Vajinal bezler de ayrıca zarar görerek, vajinal kuruluğa neden olabilir.
* Tüm otoimmün sistemik bağ dokusu hastalıklarında olduğu gibi Sjögren Sendromunda da, kişinin uygun genetik yapısıyla birlikte, çevresel faktörlerin ( ilaçlar, enfeksiyonlar, toksinler vs.) etkileşimi sonucunda anormal immün yanıtın oluştuğudur.
Sjögren Sendromunun Bulguları Nelerdir?
* Ağız kuruluğu; En az 3 aydır süren ağız kuruluğu vardır. Hastalar,
- Katı-nişastalı gıdaları yutarken zorlanma,
- Çiğnemede sorunlar,
- Konuşurken dili damağına yapışma, bazı insanlarda konuşma güçlüğü olabilir,
- Dişin çürümesi ve nihayetinde dişin kaybedilmesi,
- Sesin çatallanması,
- Sürekli devam eden kuru öksürük,
- Ağızda tekrarlayan pamukçuklar (ağızda mantar enfeksiyonu),
- Tükürük bezleri şişebilir.
* Göz kuruluğu; En az üç aydır olan göz kuruluğu vardır.
- Suni göz yaşı damlası ve jeli kullanma öyküsü vardır.
- Gözlerde kum ya da çakıl gibi bir şey olması hissi,
- Gözde batma ve yanma
- Gözlerin yorgun olması ve görünmesi
- Gözden akıntı çıkması
- Gözlerin kaşınması
- Göz kapaklarının tahriş olması
- Fotofobi (ışığa karşı duyarlılık)
- Göz kapaklarının şişmesi
* Genellikle iki taraflı tükrük bezlerinde kulak önünde ve çene altında ağrısız şişme,
* Ciltte kuruluk veya deri döküntüsü,
* Eklemlerde (özellikle el eklemleri gibi küçük eklemlerde) ağrı, şişlik veya sabah tutukluğu,
* Sürekli kuru öksürük,
* Vajinal kuruluk,
* Uzun süreli yorgunluk,
* Sık üst veya alt solunum yolu enfeksiyonu (solunum yolu salgılarının azalması nedeniyle farenjit, larenjit, sinüzit, bronşektazi, pnömoni, gibi)
Sjögren Sendromunun Komplikasyonları Nelerdir?
- Göz kuruluğuna bağlı, görmede bulanıklık, ışığa hassasiyet, korneada ülserler.
- Diş eti hastalıkları, diş çürükleri, ağız kokusu, ağız içinde mantar enfeksiyonu (bazen yemek borusuna kadar uzanabilir)
- Vajinal kuruluğa bağlı akıntı, enfeksiyon, ağrılı cinsel ilişki, vs.
- Larenjit, farenjit gibi sık üst ve alt solunum yol enfeksiyonları
- Sistit,
- Nadiren akciğer (plevral effüzyon, yaygın interstisyel akciğer hastalığı gibi), böbrekler ( glomeronefrit, renal tübüler asidoz gibi), karaciğer (siroz, hepatit gibi) problemlerine sebep olur.
- Lenf nodları: Bu hastalarda normal popülasyona göre 40 kat artmış, lenfoma riski vardır.
- Sjögren sendromlu gebelerin sadece küçük bir kısmında, kanlarında bulunan otoantikorların bebeğe geçmesiyle, yeni doğanda kalp problemleri, cilt döküntüsü gibi sorunlara neden olabilir.
- Nadiren nörolojik olarak sinir uçlarını tutarak; uyuşma, yanma ve karıncalanmaya neden olabilir (periferik nöropati) veya beyin dokusunu tutabilir.