Biz sizi arayalım

Bel Fıtığı ve Dejeneratif Hastalıkları

 

Bel Fıtığı ve Dejeneratif Hastalıkları

Bel Fıtığı ve Dejeneratif Hastalıkları



Bel Fıtığı ve Dejeneratif Hastalıkları

LOMBER DİSK HERNİSİ

Omurgamızın lomber (bel) bölgesi beş adet omurdan oluşur. Omur kemiklerinin arasında hareketi kolaylaştıran, omurganın dayanıklı olmasını sağlayan ve darbelere karşı koruyucu görev yapan disk şeklinde özel bir bağ dokusu bulunur. Bu disk iç ve dış tabaka olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Dıştaki tabakanın yapısı bozulunca içte bulunan yumuşak tabaka dışarıya doğru taşar. Bu fıtıklaşan kısım, omurilik kanalındaki sinirlere baskı yapar ve bu sinirleri sıkıştırır. Bazen de bu fıtıklaşan bölgeden kimyasal maddeler salgılanır ve ağrı hissedilir. Bu şekilde ortaya çıkan hastalığa bel fıtığı denir. Gençlerde görülen bel fıtıkları daha çok ağır kaldırmayla veya zorlayıcı bel hareketleriyle ortaya çıkabilir. Yaşlılarda ise yıllar içerisinde bele gelen ufak zorlayıcı hareketler zaman içeresinde bel fıtıklarına sebep olabilir.
Bel fıtığı hastalarında en yaygın şikayet belden başlayarak bacak ve ayaklara yayılan ağrıdır. İlerleyen durumlarda bel ve bacaklarda ağrı yanında uyuşma, kuvvetsizlik gibi problemler de oluşabilir. Tedavi edilmeyen hastalarda düşük ayak dediğimiz ayak bileğinde yukarıya doğru hareket kaybı ve idrar kaçırma problemleri meydana gelebilir.

Tanı:
Tanıda klinik muayene çok önemlidir. Detaylı bir muayene ile ağrının kaynağının saptanması mümkün olabilmektedir. Tanının kesinleştirilmesi MRI incelemesi ile sağlanır. Şüpheli vakalarda EMG adı verilen sinir ölçümü de tanıya yardımcı olarak yapılmalıdır.

Tedavi:
Disk hernisinin tedavisindeki birinci amaç hastanın ağrısının giderilerek günlük normal yaşantısına geri döndürülmesinin sağlanmasıdır. İlk olarak uygulanması gereken yatak istirahati ve ilaç tedavileri ile birlikte hastaların eğitilmesidir. Hekimin hastasına ağrının oluşma nedenlerini ve hastalığının tekrarlamaması için yapması gerekenleri anlatması gerekir.
Fizik Tedavi uygulamaları ile omurga çevresindeki yapılar güçlendirilerek vücut kütlesinin daha dengeli dağılımı sağlanır ve diske binen yük belli ölçüde azaltılarak şikayetlerin hafiflemesi amaçlanır. Epidural enjeksiyonlar veya bloklar, hastaların ağrılarının giderilmesi amacıyla kullanılan bir diğer yöntemdir. Bunlar, spinal sinirler etrafındaki boşluğa yapılan kortikosteroid enjeksiyonları ile sağlanır.
Eğer bacakta ve ayakta kuvvet ve his kaybı gibi durumlar ortaya çıkarsa ya da konservatif tedavi yöntemleri ile hastaların şikayetleri giderilemezse, fıtıklaşmış disk materyalinin cerrahi olarak boşaltılması ile sinir rahatlatılma yoluna gidilir. Lomber disk cerrahisinde açık cerrahinin yanında kliniğe ve radyolojik bulgulara göre mikroskobik ya da endoskopik cerrahi yöntemleri uygulanabilir. Kliniğimizde uygulanan bir diğer tedavi yöntemi disk protezi uygulamasıdır. Uygun hastalarda disk protezlerinin kullanımı, omurganın hareketlerini koruyarak ağrının geçirilmesini mümkün kılar. Hareketin korunması ile, ileride oluşabilecek dejeneratif sorunların da önüne geçilmiş olur.

LOMBER DEJENERATİF DİSK HASTALIKJLARI VE SPİNAL STENOZ

Omurgamızın bel bölgesindeki omurlar arasında, hareket ve yük taşımaya imkan sağlayan 'disk' adı verilen yapılar bulunur. Omurlar, diskler ve arkada birleşen omur kemikleri arasında ise, içeresinden omurilik ve bacaklara giden sinirlerin geçtiği omurilik kanalı yer alır. Omurları birbirine bağlayan bağlar ve omurlar arasındaki eklemler yaşlanmaya bağlı olarak oluşan kireçlenmelerle kalınlaşmaktadır. İlerleyen yaşla, omurlar arasındaki diskler de süngerimsi yapılarını kaybederek daha az su içermeye başlarlar. Bu olay disk yüksekliğinin azalmasına ve sertleşen diskin spinal kanala (omurilik kanalına) doğru bombeleşmesine sebep olur. Yine vücut tarafından omurga hareketini kısıtlamak amacı ile oluşturulan osteofit adını verdiğimiz kemik çıkıntılar da sinirleri sıkıştırır. Tüm bu değişiklikler omurilik kanalının daralması ile sonuçlanır ve bu durum "spinal stenoz" ya da "dar kanal" olarak adlandırılır.
Dar kanal (Spinal stenoz) hastalarında en önemli şikayet bel ağrısıdır. Ağrı karakteristik olarak oturmak, yürümek, öksürmek ve ıkınmak ile artar; istirahatle azalır. Spinal stenozun klasik bulgusu olan nörojenik kladikasyon, yürüme ile oluşan bacaklarda, özellikle de baldırlarda ağrı, uyuşma ve karıncalanma ile karakterizedir ve dinlenme ile azalır. Tipik olarak belden başlayıp bacaklara yayılsa da her zaman aynı olmayıp ağrının yeri ve karakteri gün içerisinde bile değişebilir. çoğu hastada kramp yakınması ve yaygın uyuşma, hatta yürürken bacaklarda ani oluşan güçsüzlük hissi (boşalma) vardır. Hastaların tipik bir ayakta duruş şekli ve yürüyüşü mevcuttur. Darlığın ve sinir basısının seviyesine göre bacağın değişik kısımlarına yayılan ağrı (Siyatalji) ortaya çıkabilir. Ağrıyı ve sıkışan sinir köklerinde gerginliği azaltmak için omurgada eğrilikler görülebilir ve lomber lordoz (bel kavsi) azalabilir. Bu durum genellikle halk arasında belde düzleşme olarak tarif edilir. Hastalarda bir süre sonra basıya uğrayan sinir kökünün seviyesine göre değişik kas bölgelerinde hareket gücünde azalma, his ve refleks kusurları ortaya çıkabilir. Tedavi edilmeyen hastalar, barsak ve mesane kontrolü (idrar-gayta kaçırma) ile ilgili sorunlarla da doktora başvurmaktadır.

Tanı:
Anamnez (Hasta öyküsü) ve fizik muayene tanıdaki ilk basamaklardır. Duyu ve refleks muayenesi tüm hastalarda uzman hekimlerce yapılmalıdır. Direkt radyografilerde omurgada oluşan kemiksel patolojiler, eğrilikler saptanabilir. Hastanemizde uygulamaya geçen EOS grafileri ile kafatasından ayağa kadar tüm omurga ve bacakları ayni filmde gözlemek ve vücut denge bozukluklarını ortaya koymak mümkün olmaktadır.
Bilgisayarlı tomografi; spinal kanalı, faset eklemleri, vertebra korpusu ve arka kemik yapıları ile ilgili kemik patolojilerini net olarak görüntüleyebilir. Bir diğer tanıda kullanılan metot ise myelografidir. Myelografi, uzman radyoloklarca yapılan ve subaraknoid aralığa kontrast madde enjeksiyonu ile spinal kanalın sınırlarını görüntüleyen bir tanı yöntemidir. Omurilik veya sinir köklerindeki basıları gösterebilir.
EMG (Elektromyegrafi) tetkiki de sinirlerin görüntülenmesini sağlar. Sinirlere olan basının yerinin ve ciddiyetinin saptanması açılarından tedavi seçiminde yardımcı olan bir metottur. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI), omurga hastalıklarının teşhisinde standart, girişimsel olmayan en değerli tanı yöntemidir. Benzer şikayetleri oluşturan hastalıkların ayırıcı tanısı açısından da çok yararlıdır.

Tedavi:
Tedavi yatak istirahati beraberinde ağrı kesici ve kas gevşetici ilaç kullanımı ile başlar, fizyoterapi ile devam eder. Konservatif tedavi ile altta yatan neden genellikle değişmeyeceğinden, uzun dönem çok iyi sonuçların alınması mümkün değildir. Epidural steroid uygulamaları, interlaminer aralıktan, kaudal ya da transforaminal selektif sinir kökü bloğu seklinde yapılır. Bu uygulamalar seçilmiş olgularda fayda sağlayabilmektedir.
Konservatif yöntemlere cevap vermeyen ve hastanın günlük yasam aktivitelerini belirgin olarak kısıtlayan ciddi ağrı varlığında ve nörolojik bulguların oluştuğu hastalarda cerrahi tedavi gerekliliği ortaya çıkar. Bu düzeyde yakınmaları (özellikle nörojenik kladikasyon) olan hastaların klinik bulguları, fizik muayeneleri ve görüntüleme sonuçları, spinal stenoz ile uyumlu ise cerrahi tedavi planlanmalıdır. Sadece bel ağrısı için yapılan cerrahi tedavinin sonuçları iyi değildir.

Cerrahi tedavide birincil amaç omurilik üzerindeki basının kaldırılmasıdır. Bu olay dekompresyon olarak adlandırılır ve genellikle bel bölgesinden yapılan girişim sonrası spinal kanalın arka duvarını oluşturan kemik yapılarının çıkartılması (laminektomi) ile sağlanır. Dekompresyonun bir diğer aşaması da bası yapan disklerin temizlenmesidir. Disklerin çıkartılması sonrası omurların arasında oluşan boşluk, omurganın ön kısmının desteklenmesi amacıyla kemik greftleri ile doldurulan titanyum kafesler yerleştirilerek sağlanır. Bu girişim önden (ALIF), yandan (XLIF) ya da bel kısmındaki kesilerden (TLIF) uygulanabilir. Yine arka kısımdan uygulanan vida tespitleri ile omurga dengesinin ve stabilizasyonunun sağlanması (posterior enstrümentasyon), cerrahi sonrası hasta konforunun sağlanmasında ve hastalığın yinelenmesinin önlenmesinde esastır. Omurganın normal fizyolojik eğriliklerinin yeniden sağlanması (Spinal denge) cerrahi tedavi sonucunda mutlaka elde edilmelidir.

 

ender, ender saraç, ibrahim, ibrahim saraçoğlu, saraçoğlu, saracoglu, ender saraç, saraç, dr saraç, dr saraçoğlu, mehmet oz, mehmet öz, ömer çoşkun, mustafa eraslan, eraslan, mnc, greenstore,fıtık,bel,boyun, boyun fıtığı, bel fıtığı, bitkisel masaj kremi, alpenkrauter, boyun düzleşmesi, boyun fıtığı belirtileri nelerdir, kırkilit, bel fıtığı ameliyatı, bel fıtığı tedavisi, 
 
 
fıtık ameliyatı
kasık fıtığı
fıtık ameliyatı izle
kasık fıtık belirtileri
fıtık belirtileri
boyun fıtığı
fıtık belirtileri nelerdir
kasık fıtık
bel fıtığı egzersizleri
bel fıtığı tedavisi
bel fıtığı belirtileri
bel fıtığı ameliyatı izle
bel fıtığı ameliyatı
bel fıtığı belirtileri nelerdir
bel fıtığı nedir
bel kayması
boyun fıtığı ile ilgili aramalar
boyun fıtığı belirtileri
boyun fıtığı egzersizleri
boyun fıtığı tedavisi
boyun fıtığı belirtileri nelerdir
boyun düzleşmesi
boyun fıtığı ameliyatı
boyun kireçlenmesi
boyun fıtığı nedir
 

İLGİLİ ÜRÜNLER

Akıllı Krem

80.00 TL

Akıllı Krem

Antik Mineral Magnezyum Yağı Bitkisel Doğal

180.00 TL

Antik Mineral Magnezyum Yağı Bitkisel Doğal

Fortem Krem  Bitkisel Masaj Kremi

200.00 TL

Fortem Krem Bitkisel Masaj Kremi

HerbalFarma Juniperus 120 Kapsülü

150.00 TL

HerbalFarma Juniperus 120 Kapsülü